Boğaz biyopsisi, tiroid nodüllerinde kanserli hücrelerin olup olmadığını belirlemek için kullanılan en etkili ve hassas tetkik yöntemlerinden biridir. Boğaz biyopsisi, özellikle boğaz nodüllerinin değerlendirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu biyopsi yöntemi, boğazdaki nodüller üzerinde kanser olup olmadığını anlamanın en uygun yoludur.

Boğaz biyopsisi, erişilebilen tüm boğaz nodüllerine uygulanmalıdır. Boğazda biyopsi yapılmayan nodüllerde kanser olup olmadığını hiçbir muayene sonucu veya kişi garanti edemez. Bu nedenle, ultrason yardımıyla erişilemeyen nodüllere bile mutlaka biyopsi uygulanmalıdır. Boğaz biyopsisinin uzman hekim tarafından yapılması ve aynı zamanda dalında uzmanlaşmış bir patolog tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir.

Boğaz biyopsisinde geliştirilen ince iğne biyopsisi sayesinde ameliyat kararı verilen hastalarda büyük oranda düşüş görülmektedir. Boğaz biyopsisinden alınan örneklerde patolojik incelemeye gönderilen hasta hücrelerinde düşük oranda kanser raporları gelmektedir. Boğazda yapılan biyopsi ile kanser türleri ve nodüller patolog tarafından hemen teşhis edilmektedir. Ancak, patologlar folliküler türü biyopsi ile tanı koyamaz. Bu nedenle patolog, folliküler tümör adı altında rapor yazar. Hastada kanser şüphesi varsa, patolog tarafından çıkan raporlar ameliyat gereklidir.

İlk olarak, boğaz biyopsisi yapılacak hasta hazırlanmalıdır. Eğer hasta aspirin veya romatizma ilaçları kullanıyorsa, kanamayı artıracağı için bir-iki gün önce bu ilaçları bırakmalıdır. Boğaz biyopsisi yapılacağı zaman hastanın aç veya tok olması önemli değildir. Boğaz biyopsisinde iki tür uygulama yapılır; bunlar ultrason veya ultrason yardımıyla yapılan boğaz biyopsisidir. Eğer nodül büyükse ultrasona gerek yoktur. Yalnız nodül küçükse, nodülün yeri daha iyi görülmesi için ultrason ile yapılması uygun olur.

Boğaz biyopsisi, normal kan alımlarında kullanılan enjektörler ile yapılır. Farklı bir alet kullanılmadığı gibi korkulacak bir şeyin olmadığı, sadece sıvı alındığı bilinmeli ve endişe edilmemelidir. Kesinlikle ameliyat yapılmaz. Biyopsi işlemi sırasında kişi masaya yatırılarak baş kısmının biraz arkaya verilmesi istenerek ameliyata hazırlanır. Bu sebeple nodül ve bez daha iyi anlaşılır. Biyopsi esnasında kişiye fazla yutkunmamanın iyi olmayacağı bilgisi verilir. Biyopsi uygulanacak bölge iyice anlaşıldıktan sonra alkollü bir pamuk ile cilt iyice temizlenir. Enjektör iğnesi uygulama yapılacak bölgeye hafifçe batırılarak nodüle girilir. Enjektör geri çekilerek nodülün hücrelerinin enjektöre gelmesi sağlanır. İğne çekildikten sonra oluşan kanamayı durdurmak için pamuk ile 10-15 dakika üzerine bastırılmalıdır. Oluşabilecek herhangi bir şişme veya kanama durdurulur.

Uygulama yapılan bölgeye ufak bir bant yapıştırılmalıdır. Uygulama sonrasında o bölgede ağrı ya da başka bir rahatsızlık hissedilir ise buz uygulaması yapılabilir. Enjektör ile şırınga içine çekilen biyopsi parçaları lam adı verilen küçük bir cam parçası üzerine püskürtülerek o bölgeye yayılır. Biyopsi parçaları incelenmek üzere patolojiye gönderilir. Biyopsi işlemi sırasında bölgeyi uyuşturmaya gerek yoktur çünkü bölgede herhangi bir ağrı ya da acı hissedilmez. Biyopsi uygulanan kişinin daha sonra yavaşça yataktan kalkarak dik bir şekilde oturması istenir. Sadece beş dakika kadar oturduktan sonra normal hayatınıza geri dönersiniz. Biyopsi sırasında iğne batırılan bölgede doğal olarak ufak bir ağrı hissedebilirsiniz. Hissettiğiniz ağrı kolunuzdan kan alınırken hissetmiş olduğunuz ağrı ile aynı derecede olacaktır. O yüzden korkmanıza ya da endişelenmenize hiç gerek yoktur çünkü hissetmiş olduğunuz ağrı geçicidir.

Biyopsi uygulaması yapmaz iseniz nodül kanserli ise tedavi süresi geciktirilir ve sorun ilerleyerek kanserin yayılmasına sebep olacaktır. Nodülün kanserli olduğu anlaşılır ise ameliyat ona göre yapılmaktadır.